>Rossi galibiyeti ‘Çek’ti
İtalyan pilot, Stoner’ın üst üste ikinci kez düşmesiyle şampiyona liderliğinde 50 puan öne geçti
Çek Cumhuriyeti cumartesi günü pilotlara süpriz yapmış, oldukça değişken şartlarda koşulan bir sıralama seansı yaşatmıştı. Seansın ilk başlarında az miktarda yağan yağmur, ilerleyen zamanlarda yerini şiddetli yağış ve pilotları bekleyen zor pist yüzeyine bırakmıştı.
Bu nedenden dolayı seansın ilk bölümlerinde hızlı tur atan pilotlar avantajı eline geçirmiş, gridde iyi bir yer edinme şansını yakalamıştı. Bu pilotlar arasında sezonun en iyi sıralama derecesini elde eden John Hopkins (3.), Alex De Angelis (5.) ve Anthony West (6.) gibi isimler vardı. Pol pozisyonu altıncı kez Stoner’a giderken, ikinci sıra yine Rossi’nin oluyordu. Sakatlığı nedeniyle ABD GP’sine katılamayan Pedrosa ise ancak 12. sıradan yarışa başlayabildi.
Genelde iyi bir kalkış pilotu olmayan Rossi, bir kez daha yarışın başlarında Stoner’dan kopmama stratejisini kendine belirlemiş, yarış temposu içinde rakibini geçeceğinin hesaplarını yapıyordu. Nitekim Rossi yarışın başlamasıyla üçüncü sıraya düşse de kısa zamanda yerini tekrar elde etti ve önündeki Ducati’yi kovalamaya başladı.
ABD’de Rossi’nin hızına ayak uyduramayıp kaza yapan Stoner, bir kez daha aynı hatayı yapmayacağını düşünüyor ve farkı giderek açmaya çalışıyordu. Bu kolay değildi, Avustralyalı beşinci tura geldiğinde Rossi’nin sadece 1.3 sn önünde liderdi ve yarışın en hızlı turunu atmıştı.
Stoner “biraz daha zorlamalıyım” diye düşündü. Ducati iyi bir gününde, zemin kuru ve herşey istediği gibiydi. Ancak Desmosedici, Avustralyalı’ya hiç beklemediği bir şey yapacaktı.
Beşinci turdaki zamanı üzerine biraz daha zorlayan Stoner, Rossi’nin aradaki farkı koruduğunun farkındaydı. Avustralyalı’nın bu çabası fazla iyimserdi çünkü en hızlı turu atarken Desmosedici’nin biraz sallandığını ve viraj çıkışlarında pek de rahat olmadığını gördük. Rossi sadece bekliyordu, henüz son sözünü söylememiş, farkı sabit tutarak rakibini kolluyordu. Ve olan oldu.
Stoner bir sağ viraja girerken ön tarafını kaybetti ve kendini yerde buldu. O anda yarışın bittiğini anlamış, bir kez daha rakibine yenildiğini farkına varmıştı. Üstelik onu kötü bir süpriz daha bekliyordu; motoru fazla hasar aldığından dolayı yarışa devam edemeyecekti. Bu da 0 puan alması anlamına geliyordu; hem de Rossi’nin kazandığı bir yarışta…
Avustralya’lı yarıştan sonra yaptığı açıklamalarda kazanın çok ani şekilde geliştiğini ve neden olduğunu anlamadığını dile getirdi. Ancak görüntülerde gördüğüm kadarıyla viraja girerken normalden fazla yatması sonucunda ön lastiğin tutuş kaybettiği izlenimine kapıldım. Bu, belki apeksi kaçırdığından belki de geç fren yapıp fazla hızlı viraja girdiğinden dolayı olan birşeydi. Her neden gerçekleştiyse, Stoner’ın şampiyonluk şansını çok zora soktuğu kesin.
Bu olaydan Rossi’ye sadece motorunu finişe getirmek kaldı. Çünkü ikinci sıraya çıkan pilotla arasında 16 saniye fark vardı.
İkincilik mücadelesi yarışın en keyifli anlarını yaşattı. Islak zeminde uzman olduğu bilinen ve sıralamalarda dördüncü sırayı elde eden Suzuki pilotu Vermeulen, kaza olduğu sırada üçüncüydü. Hemen arkasında takım arkadaşı Capirossi ve onu takip eden iki Kawasaki pilotu vardı. Suzuki ve Kawasaki’leri bu kadar iddialı yerlerde görmek ve podyum için mücadele etmelerini izlemek çok keyif vericiydi. 8. turda Capirossi, Vermeulen’in hatasından yararlanıp ikinciliği ele geçirdi. Vermeulen, momentumunu kaybettiği için ardından gelen Anthony West’e de geçildi. Ancak günün süprizi Toni Elias’tan geldi. Yarışa 12. sıradan başlayan Ducati pilotu, önce Vermeulen’i ardından West’i geçtikten sonra oldukça hızlı bir şekilde Capirossi’ye yaklaşmaya başladı.
Ducati’sinin motor gücü avantajını iyi kullanan İspanyol, Suzuki’yi de rahat bir şekilde geçerek ikinci sıraya yükseldi. Elias yarışın dördüncü en hızlı turunu kaydetti ve podyumun ikinci sırasında finiş gördü. Bu hem kendisinin hem de takımının bu sezon elde ettiği en iyi derece.
Bir diğer dikkat çeken isim de sezonun geri kalan bölümünde tüm yarışları bitiren ve puan alan iki pilottan biri (diğeri Rossi) olan Shinya Nakano’ydu. Japon pilot sıralamalarda takım arkadaşına geçilip 8. sırayı elde etmiş olsa da tamamen yeni geliştirilmiş motorundan oldukça umutluydu. Nakano yarışın en hızlı üçüncü turuna imza atarken, dördüncü sırada finiş görerek sezonun en iyi derecesine imza attı.
Çek Cumhuriyeti’nde en iyi derecesini elde eden bir diğer pilot da Melandri’ydi. Kendi görüşümce sezonun en hayal kırıklığı yaratan pilotu olan Melandri, bu yarışa kötü bir başlangıç yapmış olsa da yedinci sırayı alarak kendini teselli etti. Yine de bu sonuca sevinmesi gereksiz, çünkü takım arkadaşı aynı motorla yedi pol pozisyonu ve dört galibiyet elde etti. İtalyan’ın eski günlerine geri dönmesi hem MotoGP, hem de kendisi için iyi olacaktır.
Bu galibiyetle Rossi liderlikteki farkı 50 puana çıkardı ve iyi bir avantaj elde etti. ‘Doktor’ sezonun geri kalan tüm yarışlarında Stoner’ın arkasında ikinci sırayı alsa bile şampiyon olabiliyor; daha bunları konuşmak için çok erken ama şampiyonluklar bunun gibi kilit hamleler ve sonuçlar doğrultusunda ortaya çıkıyor.
Rossi nasıl şampiyon olunacağını herkesten iyi biliyor ve bundan sonra Stoner’ın işi her zaman olduğundan daha zor. Üzerinde psikolojik bir baskı oluştu ve artık sadece Yamaha’yı geride bırakarak şampiyon olamayacağını biliyor.
Şampiyonluğu bir mıknatıs olarak görürsek, Rossi’yi kendine doğru çekmeye başladığını söyleyebiliriz. Stoner ise bu hafta mıknatısla aynı kutup üzerindeydi, bundan sonra kutup değiştirmesi gerekecek.
autochronicles 